Gerze Lokanta
Gerze’ye yaklaştıkça İdemli mesire yerini geçince Değirmenler, burayı geçince de hemen yolun sağ tarafında yapılmış yeşillikler arasında mekan vardı. Onun az ilerisinde durup limanın ve ilçenin görünümünü seyredip fotoğrafladık.
Lise yokuşundan ilçe çıkışına yönlendik ki tam lise civarı karşısında eski yapı evlerin yıkılıp yerlerine beton bir binanın yükseltildiğini görünce içimiz acıdı. Dönünce eski resimleri karıştırıp o eski evleri andık… Bu arada ne olur ne olmaz anısı olsun diye etrafında bulunan birkaç evi çektik.
İlçe çıkışında sanayi sitesini geçimce yol sola rampa aşağı doğru iner, oradan da Sinop’un adasını çektik. Bu yoldan aşağı inerken hemen sağ tarafta BEDRE denilen sahilde denize giriliyor. Rampanın bittiği yerde sağ tarafta gördüğümüz bir lokanta reklam tabelası ilgimizi çekince frenleyip döndük. Sahibesinin bizim eski bir tanış olmasını öğrenmemiz, karşılaşmamız ile çok güzel bir sürpriz yaşadık.
Hemen bize bir masa hazırladılar çayımızda hazır deyip oturttular… Sofrada Kızılcık Pekmezi, Erik Pekmezi, Elma Pekmezi, sarısı ile albenili köy yumurtası, bahçelerinden taze nane, maydanoz, salatalık, yeşilbiberler ve tabi yerel köy ekmeği… Bunların hepsi kendi bahçelerinden el emeği ile yapılan ev ürünleri olup çayın yanında deniz kenarında havanında güzel olması ve sohbetinde sıcaklığında ekolojik kahvaltılıklar öyle güzel gitti ki…
Eğer yolunuz düşerse muhakkak öneririz… (Lokanta56 - Gerze)
Sinop dönüşünde gene ilçe çıkışında Gerze’nin akşam görüntülerini çektik.
Yazı ve slayt filmi için:
Sinop _ Gerze
12 Kasım 2008 Çarşamba
11 Kasım 2008 Salı
Samsun Alaçam ve eski evler 2
Samsun Alaçam ve eski evler 2
Daha önceki bir gezimiz sırasında uğrayıp dolaşıp resimlediğimiz bir evin ( Samsun Alaçam'da Bir Tarih ) yandığına dair duyum almıştık ve çok üzülmüştük. Bu sefer de izin günüm olması nedeni ile havanın da bu mevsimde açık ve güneşli olmasından yararlanarak hanımla gene kısa bir gezi için yollandık. Yolumuz üzerinde olduğu için de girelim bakalım o halini de resimleyelim istedik.
Çok şükür o çektiğimiz ev değil de yanındaki bahçe içinde bulunan ev, ne yazık ki, yanmış. Büyük bir bahçe içinde bulunan taş yapı üzerine konuşlandırılmış olan tahta yapılar nerdeyse tamamen yanarak bitmiş.
Bu evi ararken dolaştığımız ara sokaklarında karşımıza çıkan bulduğumuz evleri de gelmişken fotoğraflayalım dedik.
Bulduklarımız bahçe içinde sessizliğin yalınlığında yalnızlıklarını yaşıyor gibiydiler. Pencereler kapalı, perdeler örtülü, kapılar kilitli, bahçeler ise mevsim ot ve çiçekleri ile dolmuştu.
Bir fırında gördüğümüz simitlerin yanında bulunan küçük pidelerin ise PATIL diye adlandırıldığını da öğrenmiş olduk.
Yazısı ve slaytları için:
Samsun Alaçam ve eski evler 2
Daha önceki bir gezimiz sırasında uğrayıp dolaşıp resimlediğimiz bir evin ( Samsun Alaçam'da Bir Tarih ) yandığına dair duyum almıştık ve çok üzülmüştük. Bu sefer de izin günüm olması nedeni ile havanın da bu mevsimde açık ve güneşli olmasından yararlanarak hanımla gene kısa bir gezi için yollandık. Yolumuz üzerinde olduğu için de girelim bakalım o halini de resimleyelim istedik.
Çok şükür o çektiğimiz ev değil de yanındaki bahçe içinde bulunan ev, ne yazık ki, yanmış. Büyük bir bahçe içinde bulunan taş yapı üzerine konuşlandırılmış olan tahta yapılar nerdeyse tamamen yanarak bitmiş.
Bu evi ararken dolaştığımız ara sokaklarında karşımıza çıkan bulduğumuz evleri de gelmişken fotoğraflayalım dedik.
Bulduklarımız bahçe içinde sessizliğin yalınlığında yalnızlıklarını yaşıyor gibiydiler. Pencereler kapalı, perdeler örtülü, kapılar kilitli, bahçeler ise mevsim ot ve çiçekleri ile dolmuştu.
Bir fırında gördüğümüz simitlerin yanında bulunan küçük pidelerin ise PATIL diye adlandırıldığını da öğrenmiş olduk.
Yazısı ve slaytları için:
Samsun Alaçam ve eski evler 2
7 Kasım 2008 Cuma
Çeşme ve kalesi
Çeşme ve kalesi
Yıllar önce gidip bir defa gezmiştik. Bu defa yolumuzu çevirip Çeşme’ye de uğrayalım istedik. Çarşıya yakın bir yerde bulunan park yerine arabamızı bırakıp (görevli de Karadenizli çıkınca…) hem çarşıyı hem de etrafı gezip seyredip sahile doğru inmeye başladık.
Sahilde bulunan kale müzesine varıp Müze Kart’larımızı gösterip ücret ödemeden girdik. Daha önce gördüğümüzden daha da farklılaşmış, güzelleşmiş, yeniden düzenlenmişti.
Çeşme Kalesi Sultan II. Beyazıt Döneminde 1508 yılında inşa edilmiş. Aydın Valisi Mir Haydar tarafından Mimar Ahmet oğlu Mehmet'e yaptırılmış. Kalenin ilk inşaatı tam deniz kıyısına yapılmış. Ancak, sonraki yıllarda denizin doldurulması sonucu bugünkü konumunu almış.
Bu deponun yanında bulunan daha da yukarı çıkmayı sağlayan merdivenlerden çıkan küçük kızımız hem kalenin diğer taraflarının hem de kaleden çeşme liman ve sahilini resimledi.
Yazı ve slaytları için:
Ege _ Çeşme
Ege _ Çeşme ve kalesi
Yıllar önce gidip bir defa gezmiştik. Bu defa yolumuzu çevirip Çeşme’ye de uğrayalım istedik. Çarşıya yakın bir yerde bulunan park yerine arabamızı bırakıp (görevli de Karadenizli çıkınca…) hem çarşıyı hem de etrafı gezip seyredip sahile doğru inmeye başladık.
Sahilde bulunan kale müzesine varıp Müze Kart’larımızı gösterip ücret ödemeden girdik. Daha önce gördüğümüzden daha da farklılaşmış, güzelleşmiş, yeniden düzenlenmişti.
Çeşme Kalesi Sultan II. Beyazıt Döneminde 1508 yılında inşa edilmiş. Aydın Valisi Mir Haydar tarafından Mimar Ahmet oğlu Mehmet'e yaptırılmış. Kalenin ilk inşaatı tam deniz kıyısına yapılmış. Ancak, sonraki yıllarda denizin doldurulması sonucu bugünkü konumunu almış.
Bu deponun yanında bulunan daha da yukarı çıkmayı sağlayan merdivenlerden çıkan küçük kızımız hem kalenin diğer taraflarının hem de kaleden çeşme liman ve sahilini resimledi.
Yazı ve slaytları için:
Ege _ Çeşme
Ege _ Çeşme ve kalesi
4 Kasım 2008 Salı
Ege Gezisi - Kuşadası Balık Hali
Ege Gezisi - Kuşadası Balık Hali
Kuşadasına ulaştığımızda arabamıza park yeri ararken yol kenarlarının Belediye tarafından saatlik ücretli olarak otopark haline getirildiğini görüp boş bir yere park ettik.
Yolumuz üzerinde rastladığımız Balık Hali’ni görmemizle içine dalmamız bir oldu. Hem kokusunu hem de tadın özeldik zira… Çeşit çeşit balıklar, ahtapotlar, karidesler…
Genelde kayalıklar arasında olup sırt dikenlerinin sivri ve odukça zehirli olduğunu bildiğim Çarpan balığını burada da görmek beni şaşırttı. Her ne kadar temizlemesi kolay gibi olsada usatlık istiyor. Eti ise çok lezzetli...
Ah bu tekirler...
Sadece seyredersek yetiniriz zannettik ama canımız çok çekti fakat zamana karşı bir gezi de olduğumuzdan o kadar ısrar ve öneriye rağmen aklımız kala kala ayrılıp programımızı aksatmamak için ayrıldık.
Yazı ve slaytları için:
Gittiklerimden - Ege Gezisi – Kuşadası
Kuşadasına ulaştığımızda arabamıza park yeri ararken yol kenarlarının Belediye tarafından saatlik ücretli olarak otopark haline getirildiğini görüp boş bir yere park ettik.
Yolumuz üzerinde rastladığımız Balık Hali’ni görmemizle içine dalmamız bir oldu. Hem kokusunu hem de tadın özeldik zira… Çeşit çeşit balıklar, ahtapotlar, karidesler…
Genelde kayalıklar arasında olup sırt dikenlerinin sivri ve odukça zehirli olduğunu bildiğim Çarpan balığını burada da görmek beni şaşırttı. Her ne kadar temizlemesi kolay gibi olsada usatlık istiyor. Eti ise çok lezzetli...
Ah bu tekirler...
Sadece seyredersek yetiniriz zannettik ama canımız çok çekti fakat zamana karşı bir gezi de olduğumuzdan o kadar ısrar ve öneriye rağmen aklımız kala kala ayrılıp programımızı aksatmamak için ayrıldık.
Yazı ve slaytları için:
Gittiklerimden - Ege Gezisi – Kuşadası
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)