4 Kasım 2009 Çarşamba
Güneydoğu Anadolu Gezisi
Güneydoğu Anadolu Gezisi
Merhabalar sevgili arkadaşlar, birinci yaz gezimizden döneli epey oldu ama dönüşte de ramazan münasebetiyle davetti, misafirdi derken zamanımız çok yoğun geçti.
Çok şükür sağlıkla ulaştığımız Ramazan ayını ve bayramını hep beraber kutladık.
Bu arada da arkadaşlarımızın da yönlendirmesi ile Ramazan Bayramında planlanan Güneydoğu Anadolu gezisine katıldık. Yaklaşık 2700 km. ve 7 il ve bazı ilçeleri ile ören yerlerini gezip gördük.
Gittiğimiz yerlerde de bazı dostlarımızla da görüşme fırsatımız da oldu. Gaziantep’te arkadaşlarımızın ablaları ve ailesi, Şanlıurfa’da da Celile Hanım ve ailesi ile görüşüp güzel zaman geçirdik. Buradan Nursel hanıma ve Celile Hanım ve ailesine içten teşekkürlerimizle, sevgi ve selamlarımızı da yolluyoruz.
Gezi dönüşü bu hafta sonunda da Eskişehir’den gelen dostlarımızla buluşmak üzere Sinop’un Gerze ilçesine gittik.
Bu gezilerde çektiğimiz fotoğraflar ve gezi notları o kadar çok ki, bunları ileriki yazılarımızda paylaşmaya çalışacağız.
Evet, ilk başta planlanan tur gezi haritası ile tekrar, merhaba diyelim.
Ramazan bayramının arife günü sabahı erken saatte vardığımız Kahramanmaraş’ta çarşısında (Bakırcılar ve kapalı Çarşı da) dolaşırken gördüğümüz, tatlı ve tuzlu çeşitleri ile Maraş çöreği..
K.Maraş’tan sonra vardığımız Gaziantep’te otelimize yerleştikten sonra dolaşırken çektiğimiz, çocukluk anılarımın olduğu anıt meydanındaki eski Hükümet Konağı..
Şanlıurfa yolunda bulunan Birecik ilçesindeki Kelaynak Üretim çiftliğinden görünüm…
Gene Birecik ilçesinde restore edilmiş hali ile Birecik kültür Evi - Alaburç …
Şanlıurfa’da Balıklı Göl – Ayn Zeliha Gölü…
Mardin evleri..
Midyat ilçesinde Gelüşke Hanı …
Hasankeyf’te tarihi köprü ayakları..
Diyarbakır surlarından bir kesit..
Elazığ’da Harput Kalesi…
Malatya’da Şireciler Çarşısında güneşte kurutulmuş kayısı kuruları…
27 Ekim 2009 Salı
Tatil bitti, gezi dönüşü ve merhaba...
Birçoğumuzun çalışma hayatında beklediği, kısa da olsa, üç beş günlük diye adlandırdığımız tatil zamanını sabırsızlıkla bekler ama dönerken de, ne kadar da kısa oldu diye hayıflanırız. Bu gezimizde de, yaklaşık 4500 km. yol gidip, 5500 den fazla resim ve film çektik, şimdilik birkaç tanesini sizlerle paylaşıyoruz.
Yola çıktığımız ilk gün arabamızın lastiğinin iç kısımdan parçalanarak patlaması ile geçirdiğimiz sıkıntılı ve üzüntülü geçirdiğimiz zamanı saymazsak, işte bizde bütün bir sene beklediğimiz dinlenme zamanını yaşadık ve döndük !...
KAZA !..
İlk olarak Pamukkale’de yer ayırtıp 2 gece bir gün oraları dolaştık.
PAMUKKALE OTEL..
PAMUKKALE ALİŞ KIR LOKANTASI...
PAMUKKALE TRAVERTENLER..
Müzesini, antik havuzunu, antik şehirdeki kral mezarlarını ve Karahayıt’ı ziyaret ettik.
PAMUKKALE KARAHAYIT ..
Sonrasında Bodrum’da yıllardır görüşemediğimiz sözleşmiş olduğumuz arkadaşlarla buluşup güzel bir gün ve gece geçirdik.
BODRUM - AKYARLAR - KARAİNCİR ...
Ertesi gün hem Bodrum’u hem kalesini ve sualtı müzesini gezdik.
BODRUM KALESİ ...
Buradan ayrılıp, önceden haberleştiğimiz, Marmaris Selimiye’de bir apart otelde yer ayırtmış 4 gün kadar kalmayı planlamıştık ama yazılan ve söylenen ile karşılaştığımız durum aynı olmayınca hemen ertesi sabah ayrıldık. Bunu bir sonraki yazımızda daha geniş yazacağız.
MARMARİS SELİMİYE OTEL ...
Sabah erkenden ayrılıp Marmaris’i ve kalesini gezdik.
MARMARİS SOKAKLARI ...
MARMARİS KALESİ ...
Yolumuza devam edip yol üstünü ve etrafın da gezerek önce Köyceğiz’e uğradık, göl kenarında bulunan sahil kahvelerini ve şehir içini gezdik.
KÖYCEĞİZ ...
Buradan Ortaca ve Göcek’e ve Fethiye’ye,
FETHİYE THELMOSOS TİYATROSU ...
özellikle Ölüdeniz’e de uğradık.
FETHİYE ÖLÜDENİZ ...
Kalkan ve Kaş’ı da ziyaret edip Finike’ye ulaştık.
KAŞ ...
Burada biraz mola verip birkaç gün kalıp, etrafı dolaşıp bir tekne turuna katılıp Kekova, Kaleüçağız, Simena ve çevresindeki antik yerleşimleri gezip pırıl pırıl koylarında yüzdük.
FİNİKE TEKNE TURU...
Yolcu yolunda deyip yola tekrar koyulduğumuzda yeni yapılan değil de eski yola sapınca (maceralı bir şekilde yolu kaybedip hem de…) Finike’den dağ yollarından safari yapanları ve Kesme Boğazı’nı da bu vesile ile görüp Kemer’e ulaştık. Burada biraz mola verip dinlenip Antalya’ya, daha önceden haberleşip randevulaştığımız arkadaşlarımıza gittik. Sabah kahvaltısını hep beraber yapıp eski günleri yad edip, çocuklarımızı birbirinden ve tabi bizlerde birbirimizden zorca ayrılıp vedalaşıp Serik – Manavgat üzerinden Alanya’ya vardık. Burada kalesini ve Damlataş Mağarasını gezdik.
DAMLATAŞ MAĞARASI ...
Buradan da Gazipaşa üzerinden Anamur’a vardık. Gene bir arkadaşımızın da yardımı ile deniz kenarında çok güzel bir motelde yer ayarlayıp. Antakya’dan gelecek (ki onlarla da önceden haberleşip burada en az bir gece birlikte olmayı planlamıştık) arkadaşları beklemek üzere konakladık.
ANAMUR - ÜÇAĞIZ ANDRİAKE ANTİK KENTİ ...
Aklınızda olsun, burada Anamurium diye tarihi antik bir şehir var ki görmeden ve sahilinde denize girmeden geçmeyin.
ANAMUR ANAMURİUM ANTİK KENTİ ...
Gene burada bir tekne turuna katıldık, ertesi gün gelen arkadaşlarımızla buluşup güzel bir gün geçirip biz Mersin – Adana – Antakya tarafına, onlarda Marmaris tarafına yollandık. Yol üzerinde Mamure kalesini ve kara ile birleşmiş (!) Kız Kalesini görüp Antakya’ya ulaştık.
MAMURE KALESİ ...
Antakya’da yaklaşık bir hafta kadar kalıp, Bataayaz, Samandağ, Çevlik, Titus tüneli, Beşikli kaya mezarları, Cilvegözü yolu üzerindeki M.Ö. 19 y.y. dan kalma Atçana harabelerini ve Demirköprü civarında Suriye sınır köylerini gezdik.
ANTAKYA - ATÇANA HARABELERİ (M.ö.19 y.y.) ...
ANTAKYA SAMANDAĞ TİTUS TÜNELİ ...
ANTAKYA SAMANDAĞ ÇEVLİK BEŞİKLİ KAYA MEZARLARI ...
Dönüş yolunda Pozantı da bulunan Şekerpınar su kaynağını, Çiftehan kaplıcalarını ve pazarını dolaşıp, yol üzerinde Niğde ve Kayseri’den geçip, Tokat ve Amasya üzerinden Samsun’a ulaştık.
Bütün bu gezilerimiz daha geniş bir şekilde ileriki günlerde sizlerle paylaşmaya çalışacağız.
Bu vesile ile bizlere, sayfalarımıza uğrayan, maillerimize güzel dileklerini bırakan tüm dostlarımıza içten teşekkür ediyor, bu vesile ile Ramazanınızı kutluyor sağlıklar diliyor, en içten sevgilerimizi iletiyoruz…
28 Aralık 2008 Pazar
Hayata ve Sizlere, Yeniden MERHABA !…
Birçok arkadaşımızın bildiği gibi kalp rahatsızlığı olan ve kalp pili desteği ile yaşamını sürdürenlerden biriyim.
Yaklaşık 1,5 ay kadar önce hafta sonu gece yarısı ani bir kalp spazmı ile ortaya çıkan tablo hafta başında iş yerinde de tekrarlanıp, ondan sonraki günlerde de benzeri atakların takip etmesi ile sağlığım açısından oldukça sıkıntılı ve zor durumlar yaşadık. Zaman içinde çeşitli müdahaleler ve ilaç değişimi ve destekleri ile bugüne kadar geldik.
Şimdi önceki günlere göre çok daha iyi olmama rağmen uzun süreli hareketlerde çabuk yoruluyor ve sıkıntılı anlar yaşıyorum. Bu arada da durumuma üzülen eşimde ( Soframdan) ani tansiyon yükselmesi ile rahatsızlanınca durum katmerlendi !...
Bu nedenle her ikimizde gezi ( Gittiklerimden ) ve yemek sayfalarımıza uğrayamaz ve güncelleyemez olduk. Neyse ki hanım benden önce nispeten sağlığına kavuştu.
İnşallah kısa zamanda sağlığımın daha da iyiye gitmesi ile çok özlediğimiz blog sayfaları dostları arasına dönüp paylaşımlarımıza devam etmeye çalışacağız.
Bu arada çeşitli şekillerde bizlere ulaşan dostların gösterdiği yakınlık ve geçmiş olsun dileklerine içten ailecek çok teşekkür ediyor ve hepinize sağlık içinde nice yıllar diliyoruz.
Bu vesile ile şimdiden tüm gönül dostlarımızın yeni yılını kutluyor, Allah’tan hayırlara vesile olmasını diliyoruz. Hastalarımıza şifa, yakınlarına sabırlar niyaz ediyoruz. Hepimize, Ülkemiz’e, tüm Dünya’ya daha güzel günler ve yaşam getirmesini temenni ediyoruz.
7 Aralık 2008 Pazar
Kurban Bayramınız Kutlu Olsun...
12 Kasım 2008 Çarşamba
Gerze Lokanta
Gerze’ye yaklaştıkça İdemli mesire yerini geçince Değirmenler, burayı geçince de hemen yolun sağ tarafında yapılmış yeşillikler arasında mekan vardı. Onun az ilerisinde durup limanın ve ilçenin görünümünü seyredip fotoğrafladık.
Lise yokuşundan ilçe çıkışına yönlendik ki tam lise civarı karşısında eski yapı evlerin yıkılıp yerlerine beton bir binanın yükseltildiğini görünce içimiz acıdı. Dönünce eski resimleri karıştırıp o eski evleri andık… Bu arada ne olur ne olmaz anısı olsun diye etrafında bulunan birkaç evi çektik.
İlçe çıkışında sanayi sitesini geçimce yol sola rampa aşağı doğru iner, oradan da Sinop’un adasını çektik. Bu yoldan aşağı inerken hemen sağ tarafta BEDRE denilen sahilde denize giriliyor. Rampanın bittiği yerde sağ tarafta gördüğümüz bir lokanta reklam tabelası ilgimizi çekince frenleyip döndük. Sahibesinin bizim eski bir tanış olmasını öğrenmemiz, karşılaşmamız ile çok güzel bir sürpriz yaşadık.
Hemen bize bir masa hazırladılar çayımızda hazır deyip oturttular… Sofrada Kızılcık Pekmezi, Erik Pekmezi, Elma Pekmezi, sarısı ile albenili köy yumurtası, bahçelerinden taze nane, maydanoz, salatalık, yeşilbiberler ve tabi yerel köy ekmeği… Bunların hepsi kendi bahçelerinden el emeği ile yapılan ev ürünleri olup çayın yanında deniz kenarında havanında güzel olması ve sohbetinde sıcaklığında ekolojik kahvaltılıklar öyle güzel gitti ki…
Eğer yolunuz düşerse muhakkak öneririz… (Lokanta56 - Gerze)
Sinop dönüşünde gene ilçe çıkışında Gerze’nin akşam görüntülerini çektik.
Yazı ve slayt filmi için:
Sinop _ Gerze
11 Kasım 2008 Salı
Samsun Alaçam ve eski evler 2
Daha önceki bir gezimiz sırasında uğrayıp dolaşıp resimlediğimiz bir evin ( Samsun Alaçam'da Bir Tarih ) yandığına dair duyum almıştık ve çok üzülmüştük. Bu sefer de izin günüm olması nedeni ile havanın da bu mevsimde açık ve güneşli olmasından yararlanarak hanımla gene kısa bir gezi için yollandık. Yolumuz üzerinde olduğu için de girelim bakalım o halini de resimleyelim istedik.
Çok şükür o çektiğimiz ev değil de yanındaki bahçe içinde bulunan ev, ne yazık ki, yanmış. Büyük bir bahçe içinde bulunan taş yapı üzerine konuşlandırılmış olan tahta yapılar nerdeyse tamamen yanarak bitmiş.
Bu evi ararken dolaştığımız ara sokaklarında karşımıza çıkan bulduğumuz evleri de gelmişken fotoğraflayalım dedik.
Bulduklarımız bahçe içinde sessizliğin yalınlığında yalnızlıklarını yaşıyor gibiydiler. Pencereler kapalı, perdeler örtülü, kapılar kilitli, bahçeler ise mevsim ot ve çiçekleri ile dolmuştu.
Bir fırında gördüğümüz simitlerin yanında bulunan küçük pidelerin ise PATIL diye adlandırıldığını da öğrenmiş olduk.
Yazısı ve slaytları için:
Samsun Alaçam ve eski evler 2